Benim bir dedem varmış. Uzaklarda akrabalarım...Dedemin topraklarında bambaşka bir yaşam...Deprem sonrası İstanbul'dan ayrılıp oralara gitmek zorunda kalmasaydık onları bu denli yakından tanıyamayacaktım. Atları uçsuz bucaksız sarı ovaları sürekli kavrulup yanan gökyüzünü damların kuytusundaki o güzelim serinliği hep çalışan insanları ve çocuk akrabalarımı... Ben bir düş mü gördüm yoksa yaşadım mı bütün bunları? Keçeler maniler tekerlemeler oyunlar ve türküler... Oralarda onların yaşamlarına süzüldüm saklandım izledim seyrettim ve keçe ustalarıyla akıp gittim tarihin karnına. Keçe dövdüm keçe ezdim keçe süsledim. Ohhh!! Ne güzeldi her şey! Ben İstanbul'a geri dönmesem olmaz mı baba?!
Bu kitabı okuduktan ve anlattıklarımı dinledikten sonra eminim siz de bana hak vereceksiniz. Belki de hep birlikte buralarda dedemlerde kalırız. Ha ne dersiniz!?