Sağlığında ihmal ettiği annesinin kabrini ziyarete giden adam doğup büyüdüğü kente dönünce annesiyle geçirdiği çocukluk yılları geçmişten sökün eder. Gece yıldız yağmuru altında anılarına gömülen adam ciddi bir hesaplaşmanın da içinde bulur kendini.
Kâmuran Şipal güçlü kalemiyle yoğun duyguları ve iç çatışmaları ince ince örüyor; çarpıcı ruhsal durum desenleri çiziyor. Romanın zamanlarıyla mekânlarını keskin bir anlatı diliyle modern romanlara özgü bir yalınlıkla kuruyor.
Derken ateşböceklerinden bir bölümü gömütlükten kalkıp kahveye geldi sanki onu da elinden tutup tıpkı küçüklüğündeki gibi şenliklerine katılmaya çağırıyor yıldız yağmurunun çoktan yağdığını annesi gibi gözlerini bir an önce kapayıp uyuma vaktinin çoktan geldiğini ona anımsatmak istiyordu.
Sırrımsın Sırdaşımsın öyküleri ve çağdaş Alman edebiyatından yaptığı yetkin çevirilerle tanınan Kâmuran Şipal'in Demir Köprü'den sonra ikinci romanı.