"Ölümden sonra hayat olup olmadığını tartışırken gündemimize bir soru daha ekleyebilir miyiz: Demokrasiden sonra hayat var mıdır? Eğer demokrasiden yani halihazırdaki Batı liberal demokrasisinden ve onun çeşitlemelerin sonra da bir hayatımız olacaksabu nasıl bir hayata benzeyecektir ?..
"Buradaki soru gerçekte şöyledir: Biz demokrasiye ne yaptık? Demokrasiyi neye çevirdik? Evvel beri 'demokrasi' dediğimiz şeyi un ufak edip nasıl bir hale getirdik? Onu nasıl sığlaştırdık ve
içini nasıl boşaltıp anlamını güdükleştirdik? Demokrasinin kurumları ne zaman metastas geçirip de kötü huylu tehlikeli odaklara dönüştüler? Demokrasi ile serbest piyasa nasıl iç içe geçtiler de sadece kâr etmeyi ve kârın azamiye çıkarılmasını hedefleyen kısır bir hayal gücüne sahip tek bir yağmacı organizma halini aldılar? Benim bu kitaptaki makale ve söyleşilerde asıl söylemek istediğim eskiden beri rüyasını gördüğümüz adalet ve istikrarın sağlanmasında artık demokrasiye güvenilemeyeceğidir.
"Zaten bu kitabımın adını 2008'de İstanbul'da Hrant Dink'in katledilişinin birinci yıldönümünde yaptığım konuşmanın başlığı olan 'Çekirgeleri Dinlemek' olarak koymamın sebebi de Birlik (İttihat) ile İlerleme (Terakki) arasındaki; başka bir ifadeyle modern demokrasinin serbest piyasa demokrasisinin yıkılmaz ikiz kuleleri konumundaki Milliyetçilik ile Kalkınma arasındaki korelasyonun demokrasinin kaderi bakımından bize son derece aydınlatıcı ipuçları verdiğidir.
"Ve artık bu kavramların yani Milliyetçilik ile Kalkınma'nın ikisi de nihai kıyametvari yıkımı (nükleer savaşı iklim felaketini) getirme dolayısıyla demokrasiyle murat edilen özgürlük idealini ebediyen toprağa gömme potansiyeline sahip birer kod adı işlevi görmektedirler."