Modern zamanların durup düşünmeye izin vermeyen rutinleri...
Sürekliliğin; farkındalıkdan götürdükleri...
Gökyüzündeki yıldızları unutmamıza neden olan şehir ışıkları... Kendimizi kendimizden uzak tutan meşgaleler...
Kariyer insanı Almira'nın boyutsal yolculuğundaki kesifleri...
***
Uzun soluklu bir çalışmanın maddeye dönüşmüş şekli olan "İksir" yaklaşık on beş yıllık bir fikir evresinin sonucunda kâğıda düştü. Gecenin karanlığında en tutarlı; ama bir o kadar da aydınlığa en yakın zamanlarında...
Uyanık kalmak için kimi zaman bir fincan kahveye kimi zaman ise anlamı dahi bilinmeyen bir dildeki melodiye başvuruldu. Kalabalığın yalnızlığından kaçıldı sokakların ayağa düşmediği şafak vakitlerinde...
Odun ateşinde pişirilmiş taze ekmeğin baş döndürücü kokusunu alabilmek için uzun rahatlatıcı yürüyüşler yapıldı içinden en çıkılmaz zamanlarda... Kendini kendinde kendisi izledi çoğu zaman yaşanmışlıkların dimağlara sinen pasını silmek için... Ağır ağır sindirilerek kaleme alındı. Yaklaşık bir buçuk yılda tamamlandı "İksir" .
İki çetin kış birkaç bahar... Bir de hazan geçirdi. İki ülke... Milyonlarca insan yığını gördü... Çokça enerji biriktirdi bünyesinde "İksir"...
Adını bilmediği belki de hiç bilmeyeceği insanları bazen sevindirdi bazen hayrete düşürdü. Önce Türkiye'de yakın zamanda ise Almanya'da onu bekleyenlerle kucaklaşacaktır.