On altıncı yüzyıldan yirminci yüzyıla uzanan ölümsüz bir aşkın hikâyesi olan Yeşil Karanlık; içinde mistisizm şüphe gizem ve romantizmin izlerini taşıyor.
Richard Marsdon'un genç bir Amerikalı kadın olan Celia ile yaptığı evlilik; Richard'ın içine kapanması ve Celia'nın yorucu bir duygusal bunalıma girmesiyle trajik bir hâl alır. Akıllı bir doktor Celia'nın geçmişinden ancak onu tekrar yaşayarak kurtulabileceğini fark eder.
Böylece Celia çok güzel ancak şanssız bir hizmetçi olduğu bir önceki yaşamına dört yüz yıl öncesine geri gider. Onun gözlerinden dinî çekişmelerle dağılan Tudor Döneminin İngiltere'sini görürüz. Kral Edward Kraliçe Mary ve Kraliçe Elizabeth ile tanışıp dönemin tüm gösterişine gücüne ve acımasızlığına şahit oluruz. Her ne kadar Celia ve hayran olduğu adam aşklarının korkunç sonuçlarından kaçamasalar da kader onlara bir şans daha verecektir.
Anya Seton Yeşil Karanlık ile on altıncı yüzyılı canlı ve tutkulu bir şekilde gözler önüne seriyor.
"Yeşil Karanlık benim en sevdiğim kitaplardan biridir... Seton muhteşem bir yazım diline sahip ve insanoğlunun acınası doğasını çok iyi anlıyor... İçimdeki yazar Seton'un
dili kullanımı betimlemelerdeki canlılığı ve neredeyse dayanılmaz bir şekilde zirveye ulaşan duyguların derinliğini gösterme yeteneğiyle kendinden geçiyor."
-Barbara Samuel-