Yapılması gereken mal ve oğullar sahibi olmanın kendilerine özel bir hayır (mülkiyet) olduğunu sanmak değil hayırda yarışmak (yusariune fi'l-hayrat) verileni vermek (yu'tune ma atev)...İşte bunu yapanlar Rablerine ayetlerine inananlar rablerine ortak koşmayanlar ve kalpleri korku ile ürperenlerdir.
Demek ki özel mülkiyet yığarak onunla şımarmak mal ve oğullar (servet ve nüfuz) sahibi olmakla tek toplumu sınıflara ayırmak "hayr" (karşılıksız bağış) ve "i'ta" (karşılıksız veriş) kaçkını olmak ayetleri inkar şirki allah'tan korkmamak ve ürpermemek oluyor.
Oysa sınıfsız tek toplum (ümmet-i vahide) mal ve oğullar böbürlenmesi ve özel mülkiyet şişinmesi nedeniyle kurulamamakta bu yüzden sürekli sımıflaşma çekişme ve didişme olmaktadır.