Erkekler kadınları görmezler. Sevdikleri renkleri bilmezler doğum günlerini de. Tercihlerini sormazlar isteklerini de. Zekalarından kuşkulanır akıllarını yok sayarlar. Aileye mahkum ederken tek başına yaşam ile korkuturlar.
Oysa çoktandır kendilerine ait odaları var kadınların.
O odaların içinde gülüşleri alayları esprileri şiirleri yazıları hatta sohbetleri var bir fincan kahve eşliğinde...
Kendileri var.
"Ben artık hayat denen bu akan suyun üzerinde sürüklenen bir çöp gibi hissetmek istemiyorum kendimi... Hayat tercihlerimizin toplamı olmalıdır boyun eğmişliklerimizin değil!
Aile tercih ederek sahip olabileceğimiz bir şey değil. Artık aileme mahkum değilim ve onları sessizce suçlamaktan vazgeçiyorum.
Var olmak değişmektir. Değişmek olgunlaşmak olgunlaşmak kendini durmadan yenilemektir.
Kitabım kendime armağanımdır..."