Türkiye üçüncü Binyılın eşiğinde derin bir sistem krizi yaşıyor. Siyasi yapılanmamız tam bir tıkanma içinde. Durumun ciddiyeti yaşadığımız krizin asıl nedenlerini yeni kavramlarla ve derinlemesine düşünmemizi zorunlu kılıyor. Düşünür gibi yapmayı değil gerçekten düşünmeyi. Kendimizle düşüncenin aynasında yüzleşme cesaretini gösterebilmeyi. Buysa yakıcı sorular sormak; onların yanıtlarını pür bir entelektüel özgürlük ahlakının kılavuzluğunda aramak demek.