Tanrı kendisine meydan okuyarak göğe erişecek bir kule yapmaya kalkışan insanları cezalandırır. Babil Kulesini yıkar ve kulenin yapımına dek ortak bir dili konuşan insanları farklı diller konuşmaya mahkum eder. Romanın dilsel ve siyasal birliğinin çökmeye yüz tuttuğu Latincenin yerini Avrupa'da bugün de konuşulan dillerin almaya başladığı yüzyıllarda Avrupa kültürü Babil Kulesi olgusunu yeniden düşünür. Dillerin çoğalması ve farklılaşmasına Ademin dilini yeniden bularak ya da onu Kusursuz Dil olarak yeniden kurarak çözüm getirilemez mi? Umberto Eco bize bu arayışın öyküsünü anlatıyor her zaman olduğu gibi yepyeni keşifler yapmamızı dil kültür tarih uluslar arası ilişkiler iletişim gibi birçok konuya yeni bir gözle bakmamızı sağlayarak.
Aziz Augustinus Dante ve Llulldan Bacon Leibniz ve Wilkinse yirminci yüzyılda Russell ile Wittgensteina uzanan birçizgide Batının birçok önemli düşünürü için kusursuz dil düşü büyük bir çekim alanı oluşturur. Her ne kadar bu düşünürlerin ütopyaları gerçekleşmemişse de her ütopyanın çok önemli yan etkileri olmuştur. Doğa bilimlerinin sınıflandırılmalarından bilgisayar dillerine yapay zeka ve makine çevirisi araştırmalarına kadar birçok alandaki araştırma en azından belli yönleriyle Ademin Dilini bulma çabalarına bir şeyler borçludur.
Avrupa kültür tarihine ilişkir bu araştırmanın en anlamlı jestlerinden biri son sözü Doğulu bir yazara İbn Hazma vermesi : Econun bu eşsiz kültür yolculuğunu ve yolculuğun sonunda İbz Hazmın kusursuz demokratik yaklaşımını keşfetmeyi okura bırakıyoruz.