Kemal Tahir'in Tarih Notları Türkiye'de doğmuş ve benliğini orada bulmuş bir yazarın sonsuz bir çabayla toplum ve tarih arasındaki karmaşık ilişkileri yeniden arayışının öyküsüdür. Ne resmi tarih ve ne de kökleri sorgulanmadan benimsenmiş önyargılar önemlidir Kemal Tahir için. Derindeki olgulara tarih ancak yürekten yeniden sorgulanabilirse erişilebilir.
Batılılaşma Kemal Tahir'in tarihi yeniden sorgulama girişimlerindeki en temel sorunlardan biridir. Başlangıç dönemlerinde çağının en ileri uygarlıklarından birini kuran Osmanlılar nasıl olmuştu da giderek Batı önünde açık düşmüşlerdi? Burada en önemli etkenlerden biri hiç kuşkusuz önceleri Anadolu üstünden geçtiği için Osmanlıların büyük bir etkinlikle yönlendirebildikleri uluslararası dinamiklerin giderek Okyanuslara kayması ve Osmanlı Devleti'nin bu sürecin dışında kalması olmuştu. Sanayi Devrimi ise Batı dünyasında da köklü egemenlik kaymalarıyla sonuçlanmıştı. Akdeniz ya da Orta Avrupa'nın eski geleneksel Batılı büyük güçleri giderek gerilerken İngiltere ve Fransa gibi devletler öne çıkmaya başlamışlardı. Batılılar bir yandan Sanayi Devrimi sonrasında dünyayı paylaşma kavgalarına girişmişler; öte yandan da her ülkede güçlenen ulusalcılık ve sınıf çatışmalarını yaşamışlardır. Hiçbir zaman sömürgeci özlemleri bulunmayan Osmanlılar özellikle on dokuzuncu yüzyıl boyunca ordu başta olmak üzere çeşitli kurumlarını yenilemek amacıyla Batılaşma deneyimine girişeceklerdi. Ne var ki Kemal Tahir'in Tarih Notları'nda çeşitli açılardan sık sık ele aldığı gibi Batılaşma deneyimi giderek Anadolu Türkiye'sinin en çetin ve karmaşık sorun ve bunalımlarına da yol açmakta gecikmeyecekti. Kemal Tahir böylece tüm toplumu Batılaşma üstünde yeni bir tarih hesaplaşmasına çağırmaktadır.