MARX 1859'da Berlin'de yayınlanan Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'nın "Önsöz"ünde her ikimizin 1845'te Brüksel'de "Alman felsefesinin ideolojik anlayışı ile bizim görüş tarzımız [özellikle Marx tarafından işlenen materyalist tarih anlayışı sözkonusu idi] arasındaki uzlaşmaz karşıtlığı ortaya koymaya" nasıl karar verdiğimize değinir: "bu gerçekte bizim geçmişteki felsefi bilincimizle hesaplaşmamızdı. Bu planımız Hegel-sonrası felsefenin bir eleştirisi biçiminde gerçekleşti. Elyazması formalar halinde iki cilt olarak Vestfalya'daki yayınevi sahibinin elindeydi ki yeni gelişmelerin yapıtın basılmasını olanaksız kıldığını öğrendik. Biz görüşlerimizi açıklığa kavuşturmak olan başlıca amacımıza vardığımız için elyazmasını2 farelerin kemirici eleştirisine seve seve terkettik."
O dönemden beri kırk yıldan fazla bir zaman geçti ve ikimizden biri yeniden bu konuya dönme fırsatını bulamadan Marx öldü. Hegel ile olan ilişkilerimiz konusunda çeşitli nedenlerle düşüncelerimizi açıkladık ama bu açıklamalar hiçbir yerde sorunu tamamlayıp konuyu kapatıcı nitelikte değildi. Hiçbir zaman Feuerbach konusuna yeniden değinmedik bununla birlikte Feuerbach pek çok bakımdan hegelci felsefe ile bizim anlayışımız arasında bir ara halka idi.
Bu arada Marx'ın dünya anlayışı Almanya'nın ve Avrupa'nın sınırlarının çok ötelerinde ve dünyanın bütün uygar dillerinde yandaşlar buldu. Öte yandan klasik Alman felsefesi şimdi yabancı ülkelerde bir yeniden doğuş yaşamaktadır özellikle İngiltere İskandinavya ve hatta Almanya'da öyle görünüyor ki insanlar oralarda üniversitelerde felsefe diye sunulan değişik sistemlerden alınmış öğelerden meydana gelen alıcı bulamayan popüler kitaplardan usanmaya başlıyor.
Durum böyle olunca Hegel felsefesi ile ilişkilerimiz konusunda bizim nasıl bu felsefeden çıktığımız ve nasıl ondan ayrıldığımız üzerine kısa ve sistematik bir inceleme yazısı gitgide bana daha zorunlu göründü. Ve aynı şekilde bana öyle geldi ki yerimizi bulmadan önceki kaynaşma dönemimizde Feuerbach'ın Hegel-sonrası herhangi başka bir filozoftan daha fazla üzerimizde etkili olduğunu tamamen teslim ederek bir onur borcunu da ödemek zorundaydık. Onun için Neue Zeit gazetesinin yazı kurulunun Starcke'nin Feuerbach konusundaki kitabı üzerine bir eleştiri yazmamı istemekle bana verdiği fırsatı kaçırmadım. Çalışmam bu derginin 1886 yılında çıkan 4 ve 5. fasiküllerinde yayınlandı ve gözden geçirildikten sonra burada yeniden ayrı bir baskı olarak çıkıyor.