Amerikan kökenli yoksul bir ailede büyüyen ve bir Katolik manastırında rahibe eğitimi alan Voltairine de Cleyre Rus Yahudisi ailesiyle birlikte Amerika'ya göç eden ve buradaki yaşamına sıradan bir işçi olarak başlayan Emma Goldman'ın çağdaşı arkadaşıdır. Paul Avrich'in de anlattığı gibi hayata bakışlarında ve karakterlerinde bir çok farklılıklar olmasına ve aralarında uzunca bir süre devam eden trajik bir dargınlık yaşanmasına rağmen üst sınıfların eğitim olanaklarından yararlanmadıkları halde inatçı ve sebatkâr mizaçları sayesinde kendi kendilerini yetiştirmeleriyle; ailelerinin ve çevrelerinin dar kalıplarını parçalamada gösterdikleri inatla duygusal ilişkilerini özgürce yaşayabilmek için en yıkıcı hayal kırıklıklarına direnme cesareti göstermeleri ve birebir yaşadıkları ilişkilerde zorlu mücadeleler vermeleriyle ezilenlerin yanında ve baskıların karşısında çarpan yürekleri ve önyargılara karşı seslerini yükseltmedeki cüretkarlıklarıyla olumsuz sınıfsal koşullarının yanısıra toplumun onları bir kadın olarak da bir kenara itme girişimlerini göğüslemekle kalmayıp ezilen cinse ilişkin görüşlerini yaşadıkları çağın çok ötesinde seslendirmelerini sağlayan dahice zekalarıyla "Amerikan toprağında" nadiren ama yanyana yetişen bu iki "zarif çiçek" temelde ne kadar da benzer birbirine.