İslam öncesi dönemde Arap Yarımadası ve özellikle Hicaz bölgesi çok geniş bir ticari faaliyete sahne olmuştur. Bunda bölgenin tarıma elverişli olmaması yanında coğrafi konum itibariyle değişik yerlerden gelen yolların kavşak noktasında oluşu etkili bir rol oynamıştır. İslamın doğuşu ve yayılması ile Mekke'de gerçekleşen ticaret arasındaki ilişkinin niteliği konusunda özellikle Batı ilim dünyasından ortaya atılan görüşlerden hareketle yapılan değerlendirme sonuçlarına göre bu konuda doğrudan doğruya mekanik olarak bir sebep sonuç ilişkisinin kurulamayacağı kanaati oluşmuşsa da dengesizliklere karşı sosyal adaleti esas alan bir mesajı getirmesi tüccar sınıfının hakim olduğu toplumda kısa zamanda geniş bir kabul görmesine ve yayılmasına yardımcı olacak bir ortam hazırlamıştır.