Siyaset iktidar kavramından ayrılması mümkün olmayan bir toplumsal olgular ve süreçler alanını ifade etmekte ve dolayısıyla iktidar kavramının içerdiği yöneten-yönetilen ayrımının tüm beşeri ilişkilere nüfuz edici niteliğini ve baskıcı eşitsizlikçi potansiyelini de bünyesinde barındırmaktadır. Siyaseti nesnel ve dolayısıyla sadece gözlemlenebilir olanın açıklanmasıyla sınırlandırılmak istenen bir "bilimsel" inceleme alanı olarak tanımlamak isteyen yaklaşımlar; özünde siyaset kavramında içerilen eşitsizlikçi ve baskıcı potansiyelin somut hayat içinde görünürlük kazandığı statükonun meşru gösterilmesi sonucunu doğurmaktadırlar.