Başucu Oğlanı yetenekli genç şair Onogoro Hanım'ın Kyoto Sarayı'ndaki yaşantısı üzerinden bu unutulmuş zamanda bir kadın olmanın neye benzediğini anlatıyor. Saray hayatının entrikalarla örülü erkekler cephesinde iktidar savaşı sürüp giderken Onogoro'nun şiir ve seksle örülü kadın dünyasında başka türlü bir sorun baş gösterir: Şair hanım soylu aşığına gereken ihtirasla karşılık veremez olunca arzusunu kızıştırmak için sözcüklerin sihrine başvurur.