Kalabalık dağıldığında Ebu Zer'in kanlı yüzü ortaya çıktı. Değneğine sarılmış yerde öylece kalakalmıştı. Duyduğu dayanılmaz sızılara rağmen olduğu yerde doğruldu. Yüzünü silmeye çalıştı. Yaralardan dolayı elini süremedi. Çevredekiler hatta saldırganlardan bir kısmı bu ince uzun boylu kumral Gifar'lının gözüpekliğine bir kez daha hayret ettiler. Kimi de Abbas'ın uyarısı ile içlerine düşen bir korkuyu yaşamaktaydı.
Ebu Zer gözlerini açmak istedi. Açmasıyla yüzünün üst tarafından gözarkasına kadar derin bir acı duydu. Görebildiği de karartıdan başka bir şey değildi. Bulanıklık yavaş yavaş kayboldu. Şiş yerlerini ovarak acısını gidermeye çalıştı. Çok geçmeden yanı başında bir ses duydu: "Sen çok cesur bir Gifar'lısın. Senden daha yürekli birini görmedim."