Bin yıldır insan kanı içerek yaşayan o saldırgan ağaç şöyle bir rüzgar esse derdin deli bir rüzgar mutlaka uğuldar o ağaç bir kaval çünkü içi mutlaka çürümüş ve sevgisiz büyümüş sadece biz miydik anadan doğma kör ve inanmış ama neye... Ya da başka bir söyleyişle: Bu elinizdeki neyin romanıdır? Tarihi roman'a benziyor biraz çünkü bir gece şairler çığlık çığlığa paşalar telaş içinde biz dahi şaşkın ve anlayamadığımız o kalabalığın içinde ne oluyor hani nerede o üç adam boyundaki duvarlar nerede padişahımız hani nerede o üç adam boyundaki duvarlar nerede padişahımız hani o muhteşem hanedan bizi dahi şaşkın birden bir gece vakti o altı kaval üstü şişhane Dolmabahçe'nin etrafı karadan ve denizden çevriliverdi önde şairler çığlık çığlığa arkada paşalar ve her zamanki ahmakça vakaları ve süslü püslü nişanları va kalıbı bozulmuş fesleri.