Seyit askerlerin arasında binaya sokuldu. Lüks lambasının aydınlığında parlayan mihver ve namlu kalabalığıyla karşılaştı. Pencereye yakın bir köşeye götürüldü. Namluların arasından baktığında karşı köşede bekleyen oğlunun sararmış benziyle karşılaştı. Yıkıcı bir acı ve çaresizlik duygusuyla kendisini kuşatan silahlı tıfıl yüzlere bakında. Ne yapalım ihtiyar emir kuluyuz elimizden bir şey gelmiyor diyen bakışlara sığında. Dikliğini ve korkusuz görünümünü bozmadan İhsan Bey'e çevirdi bakışlarını "sizden bir isteğim var efendi hazretleri" dedi; "Beni oğlumdan önce asın."