Bir bademcik ameliyatı için geldiği İstanbul'da kalan Birinci Dünya Savaşı sırasında askere alınan Mıntzuri askerden döndükten sonra ise Erzincan'ın Küçük Armıdan Köyü'nden techir edilen dedesi annesi karısı ve çocuklarından bir daha haber alamamış....
"Yazdıklarımın tamamı 125 öykü 24 köy tasviri 15 masal 37 kroniktir. Eserim yaşamöykümdür. Her anlattığımda her söylediğimde ben varım" diyor. Ve devam ediyor: "Edebiyat tarihinde farklı bir durum benimki. Ben kahramanlarımın ve anların devamının olmadığı bir yerleri anlatıyorum. Anlatıllarım aynı zamanda da kahramanlarım ve yaşadıkları yerlerin folkloru da halkın tarihidir onlara dair tanıklıklardır. Onların sinemasını tiyatrosunu oynatırım.Edebiyata dönüştürdüğüm onların panteonudur. "Şimdi elimizde olan "Atina Tuzun Var mı?" da da Mintzuru gelenekleririn bozmuyor ve köy yollarına sapıyor. Silva Kuyumcuyan'ın Türkçe'ye çevirdiği kitabın sonuna hikayelerde geçen kimi yer adlarının artık başka isimlerle anıldığı düşünülerek bir de küçük sözlük eklenmiş. (Yeni Binyıl "Kitap" ekinden alıntı)