Paulo Freire ve Donaldo Macedo bizi okuma yazma bunalımını yeniden değerlendirmeye çağırıyorlar. Onlar okuma yazmayı yalnız kazanılacak teknik bir beceri olarak değil; bir kültürel siyasa biçimi olarak görüyorlar. Okuma yazmaya insanları ya güçlendiren ya da güçsüzleştiren bir uygulamalar dizisi olarak bakılıyor. Böylelikle okuma yazma var olan toplumsal biçimlenimleri yeniden mi üretiyor yoksa demokratik değişimi yükselten bir kültürel uygulamalar dizisi olarak mı hizmet ediyor?