Ülkemiz 1980'li yıllardan bu yana toplumsal politikalardan yoksun bir dönem yaşıyor. Bu nedenle toplumsal dengeler bozulmuş bulunuyor.emekçi kesimin ulusal gelirden almakta olduğu pay sürekli azalıyor. Yani hakça bir bölüşüm gerçekleşemiyor. Enflasyonla orantılı olarak oluşan bu durum emekçi sınıfın haklarını savunma konusunda güçsüzlüğünü ve dağınıklığını da açığa çıkarmakta ve ülkede toplumsal barışın bozulması tehlikesini artırmaktadır. Bu kitap her tür sağlıklı çözümün toplumsal adalet ilkesi içinde aranmasını ısrarla savunarak bir yol çizmeye çılışıyor. Bu belki bir yenilik değildir. Ama yalnız başına bir ısrar bile olsa umuyoruz ki toplumsal bir uyanışa katkı sağlar.