"Van Eyck gizemli bir tavırla işaret parmağını dudaklarına götürmüş ve fısıldayarak "Küçük asıl bir şey bildiğin zaman susmayı bilmek gerek" demişti."
O tarihte kim resim sanatının en büyüklerinden biri olan Flaman Usta'nın bu sözlerinin ardında büyük bir sır yattığını bilebilirdi.
On üç yaşında bir çocuk Flandre'ın puslu karanlığı ile Toscana'nın parlak güneşi arasında korkunç bir komplonun içinde bulur kendini. Sırlarla dolu bir dünyüyü karşı elindeki tek silah masumiyetidir. Kimler niçin ölmesini ister? Bilmemesi gereken neyi biliyor olabilir? Bunca ressam çorak kuyumcu düşünür ve mimar neden görünmez katillerin hedefi olmuştur? Onları birbirine bağlayan ve uçuruma sürükleyen ne gibi gizli bağlar olabilir?
Bruges'lü Jan diğerleri gibi gecenin karanlığında yok olma tehlikesinden ancak bu soruların yanıtlarını bularak kurtulabilir.