İnsanlar öğrencilik yıllarından kendilerini en çok zorlayan dersleri mi yoksa o zor derslerin hocalarını ve bu hocaların etrafa saçtıkları dehşeti mi hatırlarlar?
Hangi okulun eski mezunları biraraya geldiğinde "Sıfırcı" Mahmut'tan "Dayakçı" İhsan'dan "Evde Kalmış" Nebile'den ve bu şahıslarla yaşadıkları kahkahalar dolusu maceradan bahsetmek yerine bir akarsuyun debisinin bağlı olduğu değişkenleri veya serbest düşme kanunlarına göre yetmiş beş metre yukarıdan bırakılan kütlesi şu kadar olan cismin yere düştüğünde milimetre kareye yaptığı basıncın bu kadar olduğunu anlatıp anlatıp "Ah o eski öğrencilik yılları !" diye iç geçirir?..
Gerçekçi olalım. Öğrencilik şımarık kızlar ve sıfırcı hocalarla boğuşmaktan oluşan; fotosentezin aşamaları gibi bilgilerin ise ancak perde aralarını doldurduğu koca bir komedyadır.