Zavallı millet... İstibdat devrinde bir galat-ı tarih gösterecek şekilde ve esir halinde yaşamıştı. Meşrutiyet devrinde milletin terbiyesi yükselme ve ilerleme yoluna sevki aydın sayılan vatanın gençlerinin vazifesiydi. Lakin aydın sayılan sınıf en naçiz fertten itibaren para ve şöhret peşinde koşmaya başladı. Bunun gerçekleşmesi için de tek bir çare buldu: Esdiren olduğu gibi milletin hazinesinden yararlanmak...
Bu isteklerin gerçekleşmesinde vasıta siyaset oldu. Muvafakat ve muhalefet her ne zaman tahlil ve tenkit olunursa neticede kalan keyfiyetin "hırs ve tama'dan ibaret olduğu görülür. Hırslı ve tamahkar olmayanlar görülmüş ise de onları da ihtiras sahipleri türlü cereyanlara sevk etti.
Siyasetin gayesi "intikam' ve 'şahsiyeti koruma' derecesini bulduktan sonra neticenin bir izmihlal olacağı şüphesizdi.
Şu esercikte hakikate aykırı bir tek kelime yoktur. Olayları aynen anlatan bir tarihçedir. Eseri yazarken milleti ikazdan ve zavallı vatana naçiz bir hizmet ifasından başka bir şey düşünmedik.