İhtilallerle siyasi rejimi değiştirenlerin kendilerini meru ve haklı göstermek için önceki yönetimi ellerinden geldiğince karaladıkları bilinen gerçeklerdendir. Yakın tarihimizde bunun çarpıcı örneklerinden biri İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihad ve Terakki ve yandaşlarının önce -Abdülhamid tahtta bulunduğu için- eski dönemin devlet ricaline şiddetli saldırıları; tahttan indirildikten sonra da Sultan Abdülhamid'in de bu saldırı oklarına hedef olmasıdır. Bu sırada en ağır saldırıya uğrayanlardan biri de Arnavutluk asayiş kumandanı Birinci Ferik Şemsi Paşa idi. Hakkında çok şeyler yazıldı öldürüldüğü gün "İstibdadın sındığı gün" denilerek bayram olarak kutlandı.
İttihad ve Terakki'nin çoğu sıkıyönetimle geçen on yıllık iktidarı dönemindeki baskıcı idaresi sırasında bu söylenenlere kimsenin cevap vermesi mümkün değildi. Ancak "bir şey kemale erdikten sonra zevali başlar" kaidesince onların da sonları geldi; parti feshedildi ileri gelenleri yurt dışına kaçtılar.
İşte bu dönemde sindirilmiş olan muhalifler kendilerini savunmak eski yönetimi eleştirmek için istediklerini söylemeye yazmaya başladılar. Genellikle tenkitlerinde aynı aşırılıklara onlar da düştüler. Elinizdeki bu kitapta merhum Şemsi Paşa'nın oğlu Müfid Şemsi Bey babası hakkındaki iddialara cevaplar veriyor ve İttihad ve Terakki yönetimini eleştiriyor. Yani konu başka bir perspektiften veriliyor.