"O gün olanlar tam bir vahşetti... Sait'in cesidini iki arkadaşa taşıtmak gibi bir acemilik yapmışlar. Arkadaşlar tekrar yanımıza döndüklerinde gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi ve ellerinden yanık kokusu geliyordu. Sait'in yakılmış kafasını bize anlattıklarında dişlerimizi ıslak betona gömdük."
Özcan Sapan bir dönemin kurbanlarını anlatıyor. Ölüm kayıtlarında ya da kayıp listelerinde yer alan silik rakamlar canlanıyor... Yanı başımızda yanana ama bir türlü görülemeyen görülmek istenmeyen gerçeğimizden unutulmayacak resimler.