Bu eserin asıl amacı insanı incelemek onun varlığına ve özüne ilişkin temel sorunlara kapsamlı bir izah getirmek diğer bir deyişle insanın anlamına dair kuşatıcı bir yaklaşım ve açıklamada bulunmaktır. Bu amaç doğrultusunda burada insan modern dönemlerde kendini gösteren parçacı ve indirgeyici yönelimlerin aksine "ontolojik bütünlük" içerisinde ele alınmaktadır. Zira bu çalışmanın temel iddialarından biri insanın anlamının ancak varlığın anlamının kavramasıyla birlikte ortaya çıkacağı şeklindedir.
Böyle bir yaklaşım her ne kadar çeşitli kadim geleneklerde mevcutsa da özellikle İslâm düşünce geleneğinde tebârüz etmektedir. Bu durum genel İslâm düşüncesinin önemli bir kesitini teşkil eden Osmanlı düşünce ve felsefe geleneği için de aynen geçerlidir. Bu geleneğin en büyük temsilcilerinden Kemalpaşazâde'nin (ö. 940/1534) düşüncesi üzerinden gerçekleştirilen elinizdeki çalışma bunu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Belirtmek gerekir ki Kemalpaşazâde bir varlık ve insan filozofu olarak Osmanlı felsefesinde mühim bir yere sahiptir. Onun önemi insanı ontolojik bütünlüğüyle ele almasında olduğu kadar varlık ve insan sorununa getirdiği çözüm önerilerinde de açığa çıkar. Aslında bu gerçek böyle bir çalışmanın niçin "Kemalpaşazâde bağlamında" yapıldığı sorusunun da cevabını içermektedir.