Uyanmıştı Hüzünkâr müebbet uykusundan.
Azat edilmiş gibi ahiret sorgusundan
Kesilmişti soluğu yüzü benzi atmıştı
Korku ve heyecanı birbirine katmıştı.
Duvarlarda sürünen feri sönmüş gözleri
Anımsamıyor gibi yokluyordu her yeri
Titreyen elleriyle sıvazladı yüzünü.
Kirli sakallarında asılı duran hüznü
Bırakıp bir köşeye yüreğine yöneldi
Az önceki rüyası ansızın dile geldi:
"Senin bu gördüklerin bir rüyadan fazlası
Hayal ile gerçeğin varla yokun teması...
Her gece aynı rüya tam yirmi üç senedir
Sormadın mı kendine bundaki hikmet nedir?
Çözmek istersen eğer sözümdeki esrarı
Gerekir bu rüyanın bir kez daha tekrarı..."