"Neden sinirlendiğin ve üzüldüğün zamanlardaki gibi davranmıyorsun? Ellerini sımsıkı tutacağına bir şeyleri parçala. Hadi tekmele eşyaları. Duvarları yumrukla." "Zayıf görünmemek için kendimi tutuyorum. Güç denilen şey içi boş bir kabuk benim için. Birisi parmağıyla bastırsa o da parçalanıp dağılacak." "Benim için de... Baksana seni sevmediğimi söylemeye korkuyorum. Onu seviyorum onu..." "Ne yazık ki biliyorum." "Hayır... hayır... ben neler söylüyorum... elbette seni seviyorum. Bunca zaman beraber olduk. Birlikte sevişmeyi öğrendik. En önemlisi... birlikte mücadele ettik. Emek verdik birbirimize." "Demek ki emek denilen şey yere düşmeye mahkûm bir aprakmış." "Senden ayrılsam bütün değerlerimi yitireceğim. Ben seni seçtim. Yani emeği." "Bana dokunurken ellerin onun bedeninde gezinecek. Gözlerini kapatıp onu öpeceksin benim kollarımda. Karşında beni görünce ürpereceksin. Doğrulup bir sigara yakacaksın ve dumanı ona doğru gidecek. Ben öyle de yokum böyle de."