Hangi zümreden ve mezhepten olursa olsun gençlere iyi bir insan olmaları ve de yalnız insanlara değil hayvanlara bile vurmanın onları öldürmenin kötü bir şey olduğu öğretilir ayrıca insan onuruna büyük değer verilmesi gerektiği ve bu onurun da insanın vicdanına uygun şekilde davranmasından ileri geldiği söylenir. Bütün bunlar hem Konfiçyusçu Çinlinin hem Şintoist Japonun hem de Müslüman Türkün kafasına sokulur. Ama bütün bu öğretilenlerden sonra gençler askere alınırlar ve burada öğrendiklerinin tam tersini yapmaları istenir kendilerinden: Yalnız hayvanları değil insanları da yaralamaya ve öldürmeye hazırlanmaları tanımadığı insanları öldürme emrine itaat etmek üzere insan onurunu bir yana bırakmaları söylenir. Böyle bir isteğe çağımızın insanı nasıl bir cevap verebilir? Her halde şu tek cevabı: Ben bunu yapmak istemiyorum ve yapamam.