12 Eylül öncüleri gövdesel olarak çağdaş bir ortamda yaşayan kimselerdir ancak gündeme getirip uygulamaya geçirdikleri bilgi içeriği gözönünde tutulursa düşünsel bakımdan ortaçağın başlangıcında oldukları görülür. 12 Eylül yönetimi öğretim kurumlarında dini yasal bir öğrence olarak gündeme getirirken 'birey dinsiz olmaz' sözlerini söylemekten kendini alamamıştır. 12 Eylül'den sonra hızla yayılan tarikatçılık gericilik çağdaş başlığı giymekten şapkayı 'gavur işi' diye suçlamaktan kendini alamazken yine bir 'gavur başlığı' olan bereyi yeğlemektedir. 1950'den sonra radyoda Kur'an okunmasını minarelere ses yayıcı aygıtın takılmasını ağır bir dille suçlayan gericiler dün söylediklerini yaptıklarını unutur görünerek bugün onların azgın savunucusu kesilmişlerdir.