İletişim tarihi sadece günümüz medya teknolojilerinin tarihinden ibaret değildir. Bu tarih insanın yeryüzündeki varlığına içkindir. İnsan temel bir iletişim gücü olarak varlığını sürdürebilmek ve geliştirebilmek için kendisiyle doğayla ve diğer insanlarla iletişim kurmuş; bu ise insanın kendisinin doğanın ve toplumun dönüşümüne katkı yapmıştır. İnsanın kendi tarihini üretme macerası aynı zamanda iletişimin tarihini oluşturmaktadır. Elinizdeki kitabın önemi buradan kaynaklanmaktadır.
Kitap antropolojik bir bakışla insanlığın başlangıçtan günümüze kadar olan macerasını iletişim çerçevesinden anlatmaktadır. Günümüzün internet ve kitle iletişim medyasının teknolojik dünyasından geçmişin mağara resimlerinin ve Venüs heykellerinin dünyasına kadar uygarlık tarihi iletişim tarihiyle ilişki içinde ve tekno-fetişizmin tuzağına düşmeden ortaya konulmaktadır. Kitap bu yönüyle sadece iletişim alanında çalışanlar için değil aynı zamanda tarih antropoloji dilbilim ve sosyoloji başta olmak üzere sosyal bilimlerin bütün alanlarında çalışanlar için başucu kaynakları arasında yer alabilecek bir öneme sahiptir.