Ziya Gökalp Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki geçiş devri içinde yaşamış öğretisini önemli bir kısmını savaşlar ve binbir mahrumiyetle dolu olan yıllar içinde tamamlamıştır. Bu geçiş döneminde yeniden şekilleneceği anlaşılan Türk toplumunun yapısını araştırırken yeni bir ahlak felsefesinin temelini atmanın gerektiğini derhal sezinlemiş; millet anlayışı vazife dil tarih yaşam şekli vb. Gibi kıymet hükümlerini yeniden tarif etmek ve açıklamak lüzumunu hissetmiştir. Gerçi bunlar Tanzimat'tan beri söylenmiş sözlerdi ancak bütünün kavramlar halinde sınıflandırılması Türk toplum yapısına göre değerlendirilmesi ortaya sokulabilecek hale getirilmesi hiç kuşkusuz Gökalp'in en büyük başarısıdır.