"Fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiş olan halkın iklimle bu imtizacını kaydettikten sonra yeni baştan kurmuş olduğu bu şehirde yaratmış olduğu güzelliklerin en yüksek bir kıratta olduğunu söylemek lâzımdır. XIX. asırda romantizm cereyanından sonra insanların gözleri tabiatı görmek için açıldığı vakit İstanbul bütün şehirler arasında birinci derecede göründü ve Avrupa'nın en yüksek şairlerinin gözlerini kamaştırdı ve en güzide ruhlu seyyahlarının muhayyilesine yerleşti. Farz-ı muhâl olarak Türklüğün yeryüzünde güzellik namına başka bir eseri olmasaydı yalnız bu şehir onun nasıl yaratıcı bir kudrette olduğunu ispat etmeye kifayet ederdi."
Yahya Kemal
Yahya Kemal kelimenin en sahih ve geniş mânâsıyla bir "İstanbul Şairi"dir. Ama O aynı zamanda aynı mikyasta bir "İstanbul Yazarı"dır da. Çünkü Paris'ten döndükten sonra en hakikî çehresiyle gördüğü kavradığı hayranı ve âşığı olduğu; Türklüğün en güzel şekilde aksettiği bir ayna olarak kabul ettiği İstanbul'u daima gezmiş okumuş "duymuş" anlatmış ve yazmıştı. İstanbul elbette asırlarca çeşitli şairler yazarlar seyyahlar tarafından anlatılmış övülmüş bir şehirdi fakat bu şehri bir medeniyetin bir zevkin kolektif bir duyuşun tecelli ettiği bir zekâ estetik ve zarafet merkezi olarak ilk kez gören ve gösteren Yahya Kemal olmuştu. Aziz İstanbul Yahya Kemal'in çoğu sağlığında matbuatta yayımladığı makalelerinden sohbetlerinden ve konferans metinlerinden oluşuyor.