Neden bazı metinler yazın yani edebiyat adı altında toplanır? Bu soruyu yanıtlamak kolay değildir; çünkü yazının sınırları yoktur. Bir edebiyat metnine farklı biçimlerde yaklaşabiliriz. Aslında bir metnin tek bir anlamı olmasına rağmen bazı metinlerde anlam zenginliği vardır. Metnin tek yani gerçek anlamı metnin yüzeyinden sıyrılıp alınabilecek yalınkat bir yorum değil tam tersine metnin görünmeyen soyut katmanlarından somut biçimsel yazılı ya da sessel katmanlarına kadar çıkan çok yönlü zengin bir tek anlamdır. Anlam metnin içinde oluşur ve tek bir yüzü yoktur; çünkü bir metnin iki yazarı vardır: Onu yazan kişi ve onu okuyan kişi. Romanda okurun yeri ve işlevinin yukarıda belirtilmiş olduğu şekle dönüşmesi Joyce ile birlikte gerçekleşmiştir. Artık okurdan hem kendini romanın kahramanıyla değil yazarıyla özdeşleştirmesi hem de bir dilbilimci olması beklenmektedir. Dilbilime Giriş adlı kitabın yazarları bu kitaplarında metin okuma biçimleri üzerine ülkemizde kullanımı fazla yaygın olmayan ama okuyucuya farklı bakış açıları kazandıran yöntemleri incelemiştir. Çağdaş yazın sanatından sunduğu örneklerle metin okuma çalışmalarına yer verdiği kitabında yazar; okuyucunun yazınsal ya da yazınsal olmayan yapıtlara bir de dilbilim ve göstergebilim gözüyle bakmasını amaçlamıştır.
Kitaptan Bulunan Konu Başlıkları
- Farklı Söylemler ya da Metin Türleri
- Gerçeklik ve Kurmaca
- Anlatı
- Anlatıların Yapısal Çözümlemesine İlişkin Temel İlkeler
- Üretici Süreç ve Anlatı Kahramanları
- Zaman
- Uzam
- Göstergebilimsel Dörtgen
- Erken Anlatım
- Metinler Arası İlişkiler