Büyük buzdolabının önünde genç bir kız duruyordu. Boyu aşağı yukarı bir yetmiş beşti dümdüz makasenlere rağmen. Açık pembe organzeden elbisesi belden dizkapaklarına kadar konik iniyordu. Bacakları birer şaheserdi. Altın rengi parlak saçlarının ortasında dünyanın en nazik sevimli çehresi gülümsüyordu. Seventeen'in kapağından inme bir resimdi ve herkes bu resmi seyrediyordu. Kız ise camın arkasından istediği pastaları gösteriyordu. Bir kelime bil Türkçe bilmiyordu. Kovboy filmlerinden 'yap okay' gibi kelimeler belleyenler kızın etrafında pürtelaş tercüman kesilmişlerdi. Seventeen'in kapak resmi istediklerini kolayca aldı aldanmadan parasını ödedi ifadesi imkansız bir gülümseyişle ömründe hiçbir müşteriden bir teşekkür ifadesi duymamış çırağa 'Thank you.' dedi gidip kaldırımın kenarında bekleyen spor arabaya bindi çalıştırdı. Bütün bakışlar onu uğurladı.