Yıl 1905. Asta kocası Rasmus ve iki küçük oğluyla birlikte Danimarka'dan Doğu Londra'ya göç eder. Rasmus uzun süreli iş yolculuklarına çıkınca Asta yalnızlığını giderebilmek için günlük tutmaya başlar. Yetmiş yıl sonra yayımlanan bu günlükler basit birer anı defteri olmaktan öteye geçer: faili belirsiz bir cinayeti çözer kayıp bir çocuğun başına gelenleri aydınlatır. Yaklaşık bir yüzyıl önce yaşanan ve gömülen sırları açığa çıkarma görevi Asta'nın torunu Ann'a düşer.