Mapusta türkü söylüyormuş. Gardiyan bozuk atmış: 'Kafa ütüleme içinden söyle!' O da başlamış şiir yazmaya. Bu yazılar biraz da böyle doğdu. Eylül'de üstümüze serpilen ölü toprağına ve dünyanın artık değişmeyeceği mavallarına karşı düşle gerçeğin içiçe geçtiği 'dün'ü dünyayı değiştirme duygusunu yitirmeden anlatan ve umutlu bir yürekle 'Yarın'a yürümek isteyen öyküler bunlar. Umutsuzluğun kol gezdiği 'o' günlerde bir tadımlık bal oldular belki...