Her büyük edebi eser gibi bu kitap da ele avuca sığmıyor. Onun için 'Hakikatin çoğulluğunu ve değişkenliğini anlatıyor' ya da 'Doğu ile batıyı karşı karşıya getiriyor' ya da 'Batının temel değerlerini sorguluyor' ya da 'Okuyucuyu zamanda ve mekanda yolculuğa çıkarıyor' diyenler olacaktır. Ama tarihin koca bir dilimi ve dünyanın yarısı bir kaleidoskobun içine sokulmuş insanlık durumu bütün karmaşıklığı ve renkliliğiyle seyrimize sunulmuşken böyle klişelere söz düşer mi?