Yeni bir yaban çağı yaşanacaksa yaşanmalıdır. Kim geçebilir ki bunun önüne! Şiir de yaralarımızı sağaltmıyor artık; ama yine de sabanın ucunda ışıyan sözcüklerle yazıyorum şiirimi ben. Esrime ve çılgınlık anlarında biri soruyor evrene. 'Evet aşk ama şiir...' Aşk vardır bu yeryüzünde hiç olmadığı denli aşk vardır. Bu kaçgöç acunda nedir şiirin işlevi diye sormayın bana. Şair karanlıkta ıslık çalan söyün delisidir. Duvarların ve kuyuların olmadığı bir dünya için Bastil'i yeniden yıkar Gayya'ya yeniden düşer. Bir özrü her zaman vardı bu dünyanın. Acı kasıp kavuruyor şimdi bilincin eşiğini. Sözün burasında nedir şairin işlevi diye sorabilirsiniz bana. Şair giydiği ayakkabının ayağında ters durduğunu görüyorsa özrü ayakkabıda değil ayağında aramalıdır; çünkü o ayağını ayakkabısından daha iyi tanır tanımalıdır. Yaşam için de böyle deği mi bu?.