Kapitalist bir toplumda insani bir sağlık hizmeti sisteminin kurulması hiçbir şekilde mümkün değildir. Bir kurum olarak tıp bir toplumun genel sosyo-politik çerçevesine sıkı sıkıya bağlıdır. Kapitalizmde vatandaşların sağlık hizmeti alma hakları muğlak bir ilkeden ibaret kalır. Sağlık hizmetlerinin pahalılığı dengesiz dağılımı ve kalitesizliğine ilişkin yaygın endişelere rağmen tıp mesleği ve büyük Amerikan şirketleri hastalığı kar aracı olarak kullanmaya devam ediyorlar. Bu sosyo-politik çerçeve içinde ihtiyaçları karşılayan etkili bir sağlık sisteminin sosyal düzende temel değişikliklere gidilmeksizin küçük küçük düzenlemelerle başarılmasını beklemek galiba safdillik olur.