Yaklaşık 50 yıllık yaşantım Anadolu'nun kurak topraklarında başladı. Törelerin en geçerli yasalar olduğu yerlerdi oralar. Toprak damlı evlerimizde hayvanlarımızla koyun koyuna yatarken kız ya da erkek oluşumuza göre görevlerimiz kurallarımız vardı. Hayatımızı biçimlendiren bu kurallar sürüklendiğimiz İstanbul toprağında da varlığını sürdürüyor. Ama yıllar kimisini yok etti kimisini değiştirdi. Bugünden o günlere baktığımda bazen yoksunluk acısını bazen o yoksunluklar içinde yaşadığımız küçük mutlulukları hatırlıyorum. Bugün başladığım yerden oldukça farklı bir noktada buluyorum kendimi. Biraz geç de olsa artık Türkçe'yi biliyorum. Biraz geç de olsa artık okuyup yazabiliyorum ve artık belki de o geç kalmışlığın acısıyla hınç alırcasına okuyorum ve yazıyorum. Bugün nasıl yaşanıyorsa bazen heyecanlandıran bazen öfke uyandıran geçmiş de bir yaşanmışlıktı ve anlatılması gerekiyordu. Bu gereği yerine getirmek için sıvadım kollarımı ve hayatımın geriye dönüşlü öykülerini yazdım.