Amerika'da Roosevelt'in New Deal politikası aynı zamanda Welfare'in başlangıcı olarak ele alınmalıdır. Ancak; savaştan hemen sonra Fredrich A. Hayek ve bize 1979 sonrası ithal edilen Milton freidman'ın liberal politik ekonomileri hakim olmaya başlamıştır. Piyasa ekonomisi gelenekçilik modern toplumlara atfedilen bir görelilik şiddetli bir antikomünizm ile birleşince sağcı politikaların görüntüsü toplumda belirgin olmaya başlamıştır. Ortak noktaları 'sosyalist planlamacılık' ve 'ahlaki boşluk' olarak kabul edilen New Deal liberalizm karşıtlığı olan bu görüşlerle Amerikan toplumu sağcılığa adımını atmış olur. Tuhaf bir şekilde aynı zamanda sivil haklar zenci hakları gibi toplumsal hareketlerin yükselmesi de aynı zamanlarda ortaya çıkar. 1964 yılında Johnson'un 'fakirliğe savaş' kampanyası New Deal politikasının welfare ayağıdır. Great Society politikası fakirliği yok etek ve zencileri topluma asimile etmeksizin entegre etmek amacından yola çıkmıştır: Tıbbi yardım beslenme yardımı sosyal yardım ve yaşlılık yardımı. Bu dönem Vietnam savaşıyla zedelenmiş ve gençlik hareketleri bu politikayı 'tehlikeye' atmıştır. Bu savaşla birlikte 'fakirliğe karşı savaş' kampanyası ile fakirlik sorunu ikinci plana atılmak zorunda kalmıştır.