Hepimize okul sıralarındayken beş adet duyumuz olduğu ve çevremizi bu duyular aracılığıyla algıladığımız öğretilir. Ancak yıllar geçtikçe sosyal ve doğal çevremizle iletişim kurmakta sezgilerimizin ne kadar büyük bir rol oynadığını fark ederiz. Birçok araştırmacıya göre sezgilerimiz aslında altıncı duyumuzun ürünleridir. Eğer istersek altıncı duyumuzu da tıpkı diğer duyularımız gibi etkin bir biçimde kullanabilir ve geliştirebiliriz; kuşkusuz kişisel özelliklerimiz elverdiği ölçüde... Belleruth Naparstek bu altıncı duyu yani sezgi yeteneğinin kişiden kişiye çok büyük farklar gösterdiğini ancak medyumlardan (başka deyişle "sezici"lerden) en sıradan insanlara kadar herkeste bulunduğunu belirtiyor. "Bu yetenek çok şaşırtıcıdır ama onu kullanmak için özel veya sıradışı olmanıza gerek yoktur. Sezgi Duyular Dışı Algılama normal ötesi zeka yüksek duyusal algılama üçüncü göz altıncı çakra adına ne darseniz deyin insanın doğal doğuştan gelen özel yeteneklerinin bir parçasıdır. Genetik yapımızda hazırdır; istediğimiz an bizimdir." Belleruth Naparstek bu etkileyici kitabında okuyucuya hem altıncı duyunun nasıl çalıştığını anlatıyor hem de çeşitli alıştırmalar eşliğinde bu yeteneği geliştirme yollarını gösteriyor.