Gerçek ile hayalin övgü ile eleştirinin arasına çizdiği hassas sınır edebiyat dünyasına ve sanat camiasına yaptığı kimi zaman hınzırca göndermeler ve keskin gözlem gücüyle Ali Poyrazoğlu okurlarının karşısında...
"Aşk insanı bir gölge tiyatrosu perdesine dönüştürür. Zihninde kurduğun bir düşünceye dönüştürdüğün taptığın sevgilinin gölgesinin yansıdığı bir perdeye...Bedene can veren düşüncedir...Düşünceye saygı kendinden başkalarını anlamaya onlarla iletişim kurmaya onların öyküleriyle ilgilenmeye yöneltir insanı... Öykülerdir insanları düşündüren ve eğlendiren.
Dünyadan geçmek bir meydan okumadır. Sanat meydan okuyanları taçlandırmak için vardır... Sanatla iç içe bir yaşamı seçenler tacı kendileri takar başlarına. Kendileriyle barışık insanların başkalarını da daha derin bir sevgiyle sevdiklerini biliyorum. Kendimizle barışık yaşadıkça dünü bugüne bugünü yarına daha kolay bağlar başkalarına da daha içten 'Seni seviyorum' diyebiliriz."
Usta oyuncu yazar yaşam koçu Ali Poyrazoğlu renkli kıpır kıpır yaşamından damıttığı anıları gözlemleriyle sıradanlığa meydan okuyor. Gerçek ile hayalin övgü ile eleştirinin arasına çizdiği hassas sınır edebiyat dünyasına ve sanat camiasına yaptığı kimi zaman hınzırca göndermeler ve keskin gözlem gücüyle Ali Poyrazoğlu yine okurlarının karşısında.
"Ali Poyrazoğlu'nun yazdıklarını okurken tiyatro ile edebiyat arasındaki gelgitler kafamda canlanır. Yaşama hem gülerek bakar hem de hüzünlenerek. Dalga geçer dalga geçmenin ciddiyetini hissettirir. (...)
İçimdeki Timsah kitabındaki bazı anlatılar bir duyarlığın bilgi ile örülmüş örnekleri."
Doğan Hızlan