Toplumumuzda; modern hayatın getirdiği tempolu yaşamın içinde düzenli bir aile hayatı olmayan ebeveynleri arasındaki çatışmanın ortasında kalan en çok ihtiyacı olduğu yaşta anne sevgisi ve ilgisinden mahrum olan ve bu yüzden ergenliğe geçiş döneminde kişilik bozukluğu yaşayan binlerce genç bulunmaktadır.
Aileleri tarafından çocuk yaşta ilgisiz bırakılan ve yalnızlığa itilen bu gençler birçok psikolojik rahatsızlıkla karşı karşıya kalmaktadır. Kişilik bozukluğu olarak adlandırılan "borderline" hastalığı bu rahatsızlıklardan bir tanesidir. Söz konusu rahatsızlık çocuk yaşlarda özellikle çocuğun anneye ihtiyaç duyduğu dönemlerde yaşadığı olumsuzluklar sonucu ileri yaşlarda ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Özellikle ayrılma bağlanma ve terk edilme durumlarında kişi aşırı tepki verir. Bu tepkiler kendine zarar verme alkol ve uyuşturucu kullanma yeme düzensizliği intihar teşebbüsleri şeklinde görülebilir. Bu kişisel bozukluğunun en dikkat çekici yönlerinden birisi de kişi yalnız kalma duygusuyla yanlış davranışlarda bulunup iyiyi kötüyü birbirinden ayırt edebilecek sağlıklı karar verme mekanizmasından mahrum olabilir.
New York'ta bulunduğum süre boyunca gerek insanları ve olayları gözlemlemem gerekse de araştırmalarımın sonucunda kaleme aldığım bu eser "Borderline" hastalığını anlatmaktadır. Amerikan gençliğinin önemli bir kısmında gözlemlenen bu hastalığın ülkemiz gençliği arasında da hızla yayıldığı görülmektedir.
Bu eserde Rachel adında bir genç kızın çocuk yaşta aile içi olumsuzluklara maruz kalmasının neticesinde hayata atıldığı dönemlerde karşılaştığı güçlükler anlatılmaktadır. Bu çalışmam kurgusal olmasına karşın kahramanımız Rachel'in günlük hayatımızda milyonlarca insan içerisinde kaybolmuş binlerce kopyası vardır. Bu kitapta amacımız kaybolmuş Rachel'leri bulup onlara destek verip sağlıklı bir birey olarak hayata tutunmalarına yardımcı olmaktadır.