Dağlarımızın gözleri oyuldu bir akşam
Kokusuna kurtlar indi yaralı gövdelerimizin
Tuz döküldü tabanlarımıza
Sırrına erdiğimiz için cengin ve coğrafyanın
Kin usulca demlenirken pususunda
Kandiller sönüyordu Mezopotamya ovasında.
Tarihin birikmiş kefaretini sırtlayan
Ey dünyanın bütün yalnızları
Çığlığında buluşun
Kuşağında gül kucağında kurşun taşıyan
Örüklerini sisifos çemberini yarmak için çözen
Kadınların
Kalbimizin surları talan edilmediyse daha
Bırca Belek'te savunulan aşkın hatırına
Dinleyin
Tetik üstündeki alıcı kuş inadıyla
Burçlarında tüfekler patlıyor hala
Tuğrası çoktan vurulmuş bir başka
sürgünün ağzında