Annemin dediğine göre eskiden Pera'da sinemaya gidecek olanlar bayramlık elbiselerini giyer ayakkabılarını cilalar saçlarını tarar öyle yola çıkarlarmiş. İpek çoraplı ve geniş şapkalı şık bayanlar cadde boyunca ilerlerlerken arkalarından nefis kokular yayılırmış. Karşılarına çıkan beyler de şapkalarını çıkarıp nazikçe eğilerek selam verirlermiş. İstiklal Caddesi'nde takım elbise giymeyen ya da kravat takmayan bir erkek görmek gazetelerde haber olurmuş. Jak Deleon kitabının Natasha'nın Anıları bölümünde böyle bir durumla karşılaşan asilzade bir bayanın anılarından alıntı yapar: "Beyoğlu'nda kravatsız bir bey gördüm gözlerime inanamadım..." Aynı kitapta erkeklerin fötr şapka abanoz ağacından yapılmış gümüş kaplamalı baston ve incilerle süslü yaka iğneleri kullandıkları anlatılır.