O dönemin Emirgân'ında bir yandan dinin mistik havası solunurken diğer yandan da karafakilerle sofralara taşınan rakılar kendine özgü fincanlarda içilir Osmanlı mutfağının seçkin mezeleriyle cana can katılırmış.
Kahvelerde Allah Kerim yerleri bulunurmuş. Dönemin Âdem babaları buralarda konaklarmış. Kahvenin bir köşesinde sedirler çullar bulunur gelen Âdem babalar gövdeyi devirip yatarken kahvenin görece uzak bir kıyısında bekriler demlenir ulu çınarın çevresinde de sofular nargilelerini fokurdatırmış. Allah Kerim yerlerinde çay çorba parasız verilirmiş.
Emirgân'ın o tarihlerdeki nüfusu Boğaziçi'nin pek çok köyü gibi iş tutmayan insanlardan oluşurmuş. Bu nedenle devlet mahalle meydanında imaret karavanaları pişirir halka aş dağıtırmış. Halk da ekmek padişahtan su Kanlıkavaktan geçinip gidermiş! Bugünün ehl-i keyf halkının da o günlerin bir mirası olduğunu düşünürüm. Ben de dostlarıma takılırım. Ihlamur bedava su bedava balık bedava... Yan gel keyfim yan gel!