Seviyorum seni Cezmi! Yavrum seviyorum seni!" Bu sözleri ateş gibi yanan dudaklarla kulağının ta yanına ağzını dayayarak fısıldarken erkek tehlikenin savuşturulmuş olduğuna kabahatini ona tamamıyla affettirdiğine kanaat getirdi. Fakat sevda yatağında bir saat vardır ki bunda erkekler kadını tamamıyla minnettar ettiklerinden ve dinlenmeye hak kazandıklarından emin uykuya dalarlar ve bunun üzerine kadınlar sevdaya doymayan yorgunluk tanımayan kadınlar uyanık kalarak muhasebelere kalkar eski kabahatlerini incelemeye ve bazen birtakım mukayeselere yeni uykuya dalmış olanın daima lehine çıkmayan mukayeselere girişirler. Cezmi uykuya dalınca işte o saat hemen gelip çattı ve Şayan Hanım Mahmure'nin zaferini haber verdiği anda duyduğu ıstırabın onu apartman kapısından merdiven sahanlığına fırlattıktan sonra holün duvarına gözleri kararmış bir hâlde başını dayadığı anın aşkı için en yüksek noktayı teşkil etmiş bulunduğunu hatta bu geceki sevişmenin bile bu inişe dahil bir şey olduğunu kabul etti ilk günlere ait daha ateşli geceler de hatırladı. Eğer Cezmi kendisini kaybetmeye dayanamayacak kadar âşıksa arkasından koşup gelir ve yalvarırdı. Bu koşup gelmenin ve yalvarmanın aşktan mı yoksa menfaat endişelerinden mi ileri geldiğini sezmek kudretini Şayan Hanım kendinde mevcut görüyordu. Ve Cezmi hakikaten pişman ve muzdarip gelirse affedeceğini nefsinden gizleyemezken bunu şimdiden de bir hata olarak kabul ediyordu.